Soru:1 İş yaşamı içinde stres yükü fazla olan çalışanların gösterdiği davranışsal özellikler nelerdir?
Telaşlanma,
Mutlu olma davranışı sergileyememe,
Kararlara katılmama,
Sabırsızlanma,
Alıngan olma,
Sürekli eleştirme,
Yapıcı öneriler sunmada zorlanma,
İnisiyatif kullanmada zorlanma,
Uzun süreli çalışamama,
Empati becerisi sergileyememe,
Unutkanlık,
Uykusuzluk
Uyuma isteği
İştahsızlık
Yemek yemede artış
Sigara kullanma
Alkol kullanma
İçe kapanma
Konuşma güçlükleri
Sakarlık
Gevşemede güçlükler
Soru:2 Liderlikte stresi incelemenin önemi nedir? Açıklayınız
Yönetim sürecinde stres ve stresle baş etme önemli bir konudur. Çünkü stres, yönetim fonksiyonlarını olumsuz yönde etkileyen bir faktör olması gibi çalışanlarında davranışlarını olumsuz etkilemektedir.
Günümüz yönetim anlayışlarında her ne kadar stres her zaman kötü değilse de yine de aşırı stres insanların duygusal yapısını olumsuz yönde etkileyen bir negatifliktir.
Liderler; grup, kurum ya da toplumda stres yaratan faktörleri görebilen ve onlar için gerekli önlemleri alarak bunları aşabilen yeterlilikte olan kimselerdir.
Liderler; birlikte çalışacağı kişileri seçerken ya da onlara görevler verirken stresli olup olmadıklarını önceden tahmin etmek zorundadırlar.
Liderler; olumlu yönetim tekniklerini kullanarak üyeler üzerinde oluşan stresi azaltarak hem belirlenen amaçların gerçekleşmesini hem de hedeflere kısa sürede ulaşılmasını sağlarlar.
Kısaca, liderlik becerileri, stresi azaltarak insanların daha verimli ve istekli çalışmalarını sağlar.
Sutherland ve Cooper’e göre “liderlik stili” de örgütte önemli bir stres kaynağı olarak ifade edilmektedir. Özellikle otoriter yönetim biçimi ile yaratılan iklim, gerilim, korku ve endişe doğurucu niteliktedir (Can, 1997, s.294). Buna göre bilimsel teknik yönü ağır basan yönetici, yönetim süreçlerinde interaktif usülleri kullanan bir yöneticiden daha stres verici olarak görülmektedir. Böylece sürekli baskı altında ceza verileceği korkusu ve endişesi içerisinde iş yapan birey, doğal olarak stres yaşayacaktır (Okutan ve Tengilimoğlu, 2002, s.21). Diğer taraftan üstü tarafından takdir edilmeyen, işyerinde aradığı ilişki tiplerini bulamayan çalışan için çalışma ortamı son derece sıkıcı ve çekilmez bir hale gelebilecektir.
Lider yöneticinin bir örgütte üç temel çalışma ihtiyacını dengeleyici bir rolü üstlenmesi gerekmektedir (Şekil 2). Bu bağlamda lider yönetici uygun bir örgütsel ortamın yaratılmasını sağlarsa bireysel ve örgütsel stres düzeyi düşecek, bu ise bireysel ve örgütsel motivasyonu olumlu bir şekilde etkileyerek performans (bireysel, grupsal ve örgütsel) artışını da beraberinde getirecektir (Dixon 1991).
Lider yönetici katılımcı yönetim kültürü çerçevesinde stres düzeyini azaltmak için örgüt içinde sağlıklı iletişimi gerçekleştirmeli ve bu çerçevede geri bildirime önem vermeli, koçluk faaliyetlerinde bulunmalı, empati kültürünü geliştirmeli ve gerektiğinde ekip oluşturulması için uzmanlardan görüş almalı ve gerekli eğitim süreçlerinin planlanması ve bu planların uygulanmasını sağlamalıdır
Liderlik tarzı da strese neden olabilir. Bir işgören liderinden sosyal destek beklentisi içinde bulunabilir. Bununla birlikte, lider oldukça ters, ilgi göstermeyen ya da dostça yaklaşmayan biri olabilir. Böyle bir liderle çalışmak durumunda kalan birey strese girebilir. Son olarak çatışan kişilikler ve davranışlar da strese kaynaklık edebilir. Çatışma, iki ya da daha fazla bireyin kişilikleri, tutum ve davranışlar farklı olsa da, birlikte çalışmak zorunda kaldıklarnda ortaya çıkar (Moorhead, Griffin, 1992: 459). Örneğin, içe kapanık bir kişilik yapısına sahip biriyle sosyal bir kişilik yapısına sahip biri ya da konuşkan biriyle sessiz sedasız biri aynı ortamda çalıştıklarında çatışma ya da stres kaçınılmaz hale gelebilir
Stresin azaltılmasında liderlere düşen görevler; yeterince çekici bir ortam yaratmak, açık ve uyumlu rol beklentileri, çalışma sürecini yönetmek, örgütte değişme ve süreklilik arasında iyi bir denge kurmak, personelin gereksinimlerini karşılayarak onları değerlendirmek, esneklik göstermektir. Sürekli olarak ne aşırı iş yükü ne de iş yükü azlığı olmamasına dikkat çekmek ve işte uygun bir şekilde değişiklik yaparak çalışma sürecini yönetmek, çalışanları sürekli destekleyerek teşvik etmek, mümkün olduğu ölçüde her personele kısa dönemli verimlilik kadar uzun dönemli sağlık, doyum, kendini ifade olanağı sağlayarak, işyerindeki yöntem ve ilerlemenin gerçekleştirilmesini için en üst düzeyde esneklik göstermek, bütün çalışanlara onların kararlarında etkili olacak anlamlı fırsatlar sağlamak, gereksiz strese katkıda bulunabilecek iş koşullarına ve örgüt içindeki stres düzeyine karşı dikkatli olmak, stres içindeki personel için stres yönetimi hizmetlerini desteklemek, bütün çalışanlar için özellikle işle ilgili stres ve sıkıntılara ilişkin daha fazla bilgi edinme fırsatını sağlamak gerek bireysel gerekse örgütsel düzeyde yapılacak çeşitli düzenlemeler, örgütsel stres kaynaklarının azaltılmasına yardımcı olacaktır. Böylece doyumlu ve verimli bir örgütsel ortam yaratılarak hem örgütlerin üretim sürecinin aksamadan işlemesi, hem de iş görenlerin ruh ve beden sağlıklarının korunması sağlanacaktır.
Soru:3 Lider Kimdir? Yönetici Kimdir? Tanımlayarak, Drucker’e göre aralarındaki farkları açıklayınız.
Lider; Başında bulunduğu grubun amaçlarını belirleyen ve grup üyelerini belirlenen bu amaçlar doğrultusunda etkileyen ya da yönlendiren kişidir.
Yönetici; Bir zaman dilimi içinde amaçlara ulaşmak için maddi ve beşeri üretim faktörlerini uyumlu bir şekilde bir araya getiren kişidir.
Yönetici, bulunduğu alanı idare eder. Lider ise sizi yeni bir alana taşır.
Yönetici, karmaşa ile uğraşır. Lider, belirsizlikle uğraşır.
Yönetici, karar verir. Lider, hüküm verir.
Yönetici işi doğru yapar. Lider, doğru işi yapar.
Yöneticinin dikkat ettiği verimliliktir, Lider, etkin olmaya odaklanır.
Yönetici neler olduğunu görür ve duyar. Lider, hiçbir ses olmadığı zaman duyar, hiçbir ışık olmadığı zaman görür.
Yöneticiye görevi veren şirkettir. Lider, görevini izleyenlerinden alır.
Liderlik ve lider tanımı yapacak olursak; liderlik, sosyal hareketlerin kontrol edilmesi sürecinde, grupta bir kişinin ön plana çıkmasıdır (İbicioğlu vd.,2009:3). Bir başka tanıma göre, insanları belirlenmiş hedefler doğrultusunda yöneltmeye ikna etmektir (Çelik ve Sünbül, 2008:50). Eren (2008:431) liderliği, “bir grup insanı belli amaçlar etrafında toplayabilme ve bu amaçları gerçekleştirebilmek için onları harekete geçirme bilgi ve yetenekleri toplamıdır” şeklinde tanımlamıştır. Diğer bir tanıma göre, liderin, kendini samimiyetle izleyenlere ulaştırabilme, farklı durumlarda davranışlara, farklı anlamlar yükleyebilme, izleyicilerini amaçlar doğrultusunda harekete geçirebilme yeteneğidir (Bakan, 2008:15). Lider ise, “örgüt üyelerinin faaliyetlerini örgüt amaçları doğrultusunda yönlendirerek, düzenleştiren kişidir” (Özkalp ve Kırel, 2001:185) şeklinde tanımlanabilir.
Çeşitli kaynaklar tarafından yapılmış tanımlara bakıldığında liderlik sürecinin temelini, bir kişinin, diğerlerini etkileyebilmesinin oluşturduğu görülmektedir. Liderlik konusu ile ilgili araştırmalar genel olarak, liderin başkalarını neden ve nasıl etkilediği; bu etkilemede hangi mekanizmaların rol oynadığı ve diğerlerini etkilemede liderlerin kullandığı güç kaynakları üzerine yapılmaktadır. Liderlik için, bireyin üst bir kademede görevli olması, resmi yetkilere sahip olması gibi özellikler gerekli değildir. Liderlik değişik kademelerde gerçekleşebilmektedir. Önemli olan grubu peşinden sürükleyebilmek, amaçlar belirlemek ve bu amaçlar doğrultusunda grubu yönlendirebilmektir (Şimşek, 2006:3).
Yöneticilikle liderlik ayrımı konusuna farklı yorumlar geliştirilmiştir. Bir yoruma göre, yöneticiliğin anlamı, yerine getirmek, sorumluluk taşımak (üstlenmek) ve yürütmektir. Liderlik ise, etkilemek, yönlendirme konusunda rehberlik, etkin faaliyet ve görünüştür. Buna göre, örgütsel yapıda yöneticiler sisteme, denetime, belirlilik şartlarında hareket etmeye ve kurallara önem verirler. Liderler ise, yaygın bir iletişim, fikir üretimi ve bunların eyleme dönüşmesiyle ilgilenirler. Bu ayrıma göre, mevcudu sürdürene yönetici, ama bir değişimi başarana, değişimi harekete geçirene lider denir (Çağlar, 2004).
Genel olarak yöneticilik, organizasyonun temel amacı olan hizmet ya da mal üretimi amacıyla gerekli kaynakların bir araya getirilmesini sağlamaktadır. Yönetici bu işlevleri hiyerarşik otoritesini kullanarak yerine getirir. Yani yöneticilik bir makamı elde bulundurmanın sağladığı bir hak ve yetki iken, liderlik kişinin kendinden doğan bazı güçleri kullanabilme yeteneğidir. Grubu etkileme süreci içinde yöneticiler güçlerini bulundukları mevkilerden alırken, liderler güçlerini kişisel yapılarından ve gördükleri desteklerden alırlar (Durmuş, 2001:7).
Liderlik ve yöneticilik kavramları bir birine yakın görülmekle birlikte eşanlamlı sözcükler değildirler. Liderlik kavramı geleceğe yöneliktir. Liderler kurum içinde vizyon oluşturmak ve bu vizyonu kurum içinde benimsetmek sürecinden sorumludurlar. Lider kendi koyduğu hedeflere hizmet eder. Yönetim kavramı ise durağandır; yalnız bugünle ilgilidir, sahip olunan vizyonu hayata geçirmekten sorumludur. Yönetici, gücünü yasa-yönetmelik gibi biçimsel yapılardan alır. Lider, içinde bulunduğu koşullar ve kişisel özelliklerinden alır (Baltaş 2001, Marquis, Huston 1998, Yiğit 1996).
Liderlik, astlara ilham verme, grup hedeflerini oluşturma ve bunlara ulaşma ve grubun bağlılığını koruma gibi çok sayıda farklı işlevin bir araya gelmesidir.
Liderlik, iletişim sürecinin yaşandığı bir ortamda, önceden belirlenmiş hedeflere ulaşmak üzere yönlendirilmiş kişiler arası etkileşim sürecidir.
Liderlik, şiddet kullanımı ya da tehdit olmaksızın, bir bireyin diğerlerinin davranışlarını etkilediği sosyal bir işlemdir.
Liderlik, kendini çalıştığı işe büyük bir tutkuyla adamaktır. Üst düzey iletişim, insan ilişkileri ve karmaşık konuları basite indirgeme yeteneklerine sahip olmaktır. Etrafına pozitif enerji yayabilmektir (Kaya, 2002: 17).
Liderlik insanları belirlenmiş hedefler yönünde çaba göstermeye ikna etme yeteneğidir (Davis, 1988: 141).
Liderlik, bir grup insanı belirli amaçlar etrafında toplayabilme ve bu amaçları gerçekleştirmek için onları harekete geçirme bilgi ve yeteneklerinin toplamıdır (Eren, 2003: 525).
Liderlik, belirli şartlar altında, belirli kişisel ve grup amaçlarını gerçekleştirmek üzere, bir kimsenin başkalarının faaliyetlerini etkilemesi ve yönlendirmesi süreci olarak tanımlanabilir (Koçel, 2003: 583).
Lider mensup olduğu grubun amaçlarını belirleyen ve bu amaçların gerçekleşmesinde gruba en etkili biçimde yön verebilen kişidir (Dereli, 1976:
188).
Liderlik, diğer insanların göremediğini görmek ya da hissedemediğini hissetmektir. Liderlik bir vizyon sahibi olmak ve bu vizyona erişmek için gereken değişimi yaratacak stratejiler geliştirmek demektir
(Kaya, 2002: 16).
Liderlik; insanları değişim ve gelişim için ikna etme becerisidir
(Aytürk, 2007: 33).
Literatürde örgütsel amaç ve hedeflere ulaşmada belirleyici olan liderlik kavramı ile yöneticilik kavramı arasında farklılık bulunduğuna yönelik görüşler bulunmaktadır. Nitekim, Warren Benns ve Burt Nanus, yöneticilik-liderlik ayrımı konusunda farklı bir yorum getirmişlerdir. Bu kişilere göre, yöneticiliğin anlamı, yerine getirmek, sorumluluk taşımak ve yürütmektir. Liderlik ise, etkilemek, yönlendirme konusunda rehberlik etmek, etkin faaliyet ve görünüştür (Paksoy, 2002:167). Buna göre, örgütsel yapıda yöneticiler sisteme, denetime, belirlilik şartlarında hareket etmeye ve kurallara önem verir iken, liderler yaygın bir iletişim, fikir üretimi ve bu fikirleri eyleme dönüştürmeyle ilgilenirler. Bu ayrıma göre mevcudu koruyan yönetici, ama değişimi başaran, değişimi harekete geçiren liderdir (Kavrakoğlu, 2001:137). Yöneticilik daha çok biçimsel örgüt yapısı ile ilgili bir kavramı ifade etmektedir. Öte yandan, liderliğin oluşması için biçimsel organizasyonun varlığı ön koşul değildir. Bununla birlikte, yönetici ile lider arasındaki ortak özellik ise, her ikisinin de bulunduğu örgütlerdeki kişi ya da grupları belirli amaçlara ulaşmak için yönetme ve yönlendirme çabası içerisinde olmalarıdır. Günümüz ve geleceğin örgütlerinde daha fazla yoğunlukta liderliğe gereksinim duyulacaktır. Örgütlerin etkin bir liderliğe sahip olmadan, yalnızca mevcut sistemi korumak ya da riski en az düzeye indirerek örgütsel faaliyeti devam ettirmeyi amaçlayan “yönetim” anlayışı ile karşılaşılan değişim ortamında uzun süre varlıklarını sürdürebilmeleri mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle de “lider” ve “liderlik” olguları her zamankinden daha fazla ilgi görmekte ve bu konuda arayışlarda uzmanların konuyla ilgili literatürü artırmasına neden olmaktadır.
Yönetici bir kopyadır, lider ise orijinaldir.
Yöneticilik bir yetki, liderlik bir yetenektir.
Yönetici muhafaza eder; lider değiştirir, geliştirir.
Yönetici sistem ve yapılara, lider insanlara odaklanır.
Yönetici tek adamdır, lider ekip adamıdır.
Yönetici taklitçi, lider yenilikçidir.
Yönetici işlerin nasıl yapılacağına, lider sonuçlarına yoğunlaşır.
Yönetici dar görüşlüdür, liderin geniş bir perspektifi vardır.
Yönetici düzeni sürdürür, lider farklılık yaratır.
Yönetici mevcut durumu kabul eder, lider sorgular
Yönetici astlarını zorla çalıştırır, lider motive ederek çalıştırır.
Yönetici emir verir, lider danışır, görüş ve fikir alır.
Yönetici cezalandırır, lider ödüllendirir.
Yönetici astlarını kontrol eder, lider yetkilendirir.
. Yönetimin babası (yönetim biliminin öncülerinden) olarak bilinen Drucker (2009: 49- 52)’ın ifadelerinden yola çıkarak yönetici, belirlediği bir hedef için çalışanları örgütleyen ve motive eden daha sonra bu hedeflerin gerçekleşmesine yönelik ölçümler ve değerlendirmeler yaparak sonuçlara göre kendisi dahil tüm çalışanların eğitim ve gelişimini sağlayan kişi olarak tanımlanabilir. Başka bir deyişle yöneticilik, beşeri ve maddi kaynakları ve zaman faktörünü etkili bir şekilde kullanarak sonuca ulaşmayı hedefleyen bir süreçtir (Şimşek, vd., 2011: 237). Bu süreçte yönetici makamın verdiği yetki ile kaynakları kullanır ve sonuca ulaşır. Diğer yandan değişen dünya dinamikleri yönetimde farklı bakış açılarını ve farklı yöntemlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Geleneksel yönetim anlayışının yerini modern yönetim anlayışının alması ile birlikte yöneticilerin özellikleri de önemli bir araştırma konusu olmuştur. Yapılan bu araştırma sonuçlarının ortak noktası, örgütlerin ihtiyacı olan değişimi ve farklılıkları yönetebilecek kapasiteye sahip, lider yöneticilerin gerekliliğidir
Liderlik; kişinin vizyonunu daha geniş bir görüşe yükseltmesi, performansını daha yüksek bir standarda çıkartması, kişiliğini normal kısıtlarının ötesinde büyütmesi demektir.(Drucker)
Drucker ve Bennis'in "yöneticilik işleri olduğu gibi yapmaktır, liderlik ise doğru olanı yapmaktır." Şeklindeki ifadeleri de kavramlar arasındaki ayrımı netleştirmektedir. Sonuç olarak bakıldığında günümüz liderlik anlayışının mevcut değişim ve gelişimine uygun olarak örgütsel sistemin değiştirilmesini ve bu anlamada riske girilmesini ifade ettiği; buna karşılık yöneticiliğin ise mevcut sistemin, riskin en aza indirgenerek sürdürülmesi anlamına geldiği görülmektedir.
Yöneticiler;
• Organizasyonun amaçlarını gerçekleştirmeye,
• Sahip olunan pozisyondan kaynaklanan otoriteye,
• Pozisyon izin verdiği sürece otoriteyi delege etmeye,
• Her zaman isletmeye karsı sorumlu olmaya önem verirler.
Liderler ise;
• Takipçilerinin hedeflerini gerçekleştirmeye,
• Takipçilerinin kendisine sağladığı otoriteye,
• Yasal emir-komuta zincirinin gerekliliklerine riayet etmemeye,
• Her zaman takipçilerine karşı sorumlu olmaya önem verirler.
Soru:4 Liderlikte kadın erkek farkı nedir? Açıklayınız.
Kadınlar ve erkeklerin davranış biçimleri ve işlevselliği açısından birbirlerinden ciddi anlamda farklı oldukları, kabul gören bir varsayımdır: Buna göre;
Kadınlar ilişki odaklı, başkalarının ihtiyaçlarına duyarlı, nazik ve anlayışlı
Erkekler ise bağımsız, hedef odaklı, rekabetçi, otonom ve akılcıdırlar
Liderlik Güdüsü
Motivasyon kaynakları, çocukluktaki toplumsallaşma ve koşullardan etkilenmektedir. Bu sebeple, çoğunlukla, kadınların kendine güven eksikliği liderlik için gerekli çabayı gösterme isteklerini azaltmaktadır.
Lider olarak görev yaptıklarında ise, Maslow’un hiyerarşisine göre, kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarının daha yüksek olduğu gözlenmektedir.
Erkeklerle kıyaslandıklarında, kadın yöneticiler; büyüme fırsatları, özerklik ve mücadeleye daha çok önem vermektedirler.
Zeka
Fiziksel olarak beyin büyüklüklerinde fark olmakla beraber, kadın ve erkeklerin ortalama IQ sonuçlarının eşit olduğu gözlemlenmiştir.
Liderlikte çok önemli bir yere sahip olan duygusal zeka konusunda kadınların daha önde olduğu saptanmıştır.
Kadın liderlik kavramı tarihin her döneminde çarpıcı örneklerle karşımıza çıkmaktadır. Fakat kadınların liderliği bu örneklere rağmen tartışılmış ve kadınların lider olup olamayacağı üzerine pek çok fikir ortaya atılmıştır. Batı geleneğinde Sokrates, “Örneğin yün eğirmek gibi kadınların daha çok şey bildiği alanlarda, lider olmak haklarıdır.” diyerek, bir konu hakkında bilgin ne kadar çoksa otoritenin de o kadar çok olacağını vurgulamıştır. Fakat Sokrates yün eğirme konusunda erkekleri yöneten bir kadının, bir savaş gemisinin komutanlığını yapmayı öğrenip öğrenemeyeceği konusunda bir yorumda bulunmamıştır (Adair, 2005: 280). Buna karşın tarih boyunca politik ve askeri alanlarda pek çok kadın lider karşımıza çıkmaktadır. Hatta birçok kabile ve krallıkta, ölen kralın bir oğlu yoksa en büyük kızın tahta geçmesi yasalar gereği olmuştur (Adair, 2005: 279). 93 Harbi sırasında henüz 20 yaşında bir gelin olan Nene Hatun’un savaş alanında gösterdiği azim ve hırslı mücadelesi yöre halkına örnek olmuş ve onları peşinden sürükleyip, tarihimizdeki bir hizmetkâr lider olarak askeri alanlarda da kadın liderlerin olduğunu göstermiştir. Tarihe adını altın harflerle yazdıran bir başka kadın lider ise, bilim alanında ilk Nobel ödülünü alarak kadınlara önderlik etmiş olan Marie Curie olmuştur. (Fındıkçı, 2012: 428-429). Bunların dışında, tarihte genellikle erkeklerin hakim olduğu alanlardan bir diğeri olan politikada ise pek çok kadın lider karşımıza çıkmaktadır. Sirimavo Bandaranaike, Indira Gandhi, Margaret Thatcher, Benazir Butto ve Tansu Çiller de ülkelerinin ve dünyanın ilk kadın başkanları olarak tarihe geçmiştir (Adair, 2005: 279; Çimen, 2012b: 272-273; Çimen, 2012a: 329-334; Çimen, 2012b: 329). Bu trend genelde erkeklerle bağdaştırılan alanlarda daha çok kadın liderin ortaya çıkışını sembolize etmektedir (Adair, 2005: 279). Bu bağlamda kadınların erkeklerin bulunduğu her alanda etkili bir şekilde yer alabildiği görülmüştür.
kadın liderler iş hatalarında erkeklerden daha çabuk yol alırlar. Tabi ki bir kadın olarak bu üstün özelliklere sahip olmanın çok ağır bedelleri de yok değil. Kadınların henüz yeni kabullenildiği iş dünyasında erkeklerin önünde bir yerlerde söz sahibi olmaları kolay hazmedilmemektedir. Sadece erkekler değil, kadın liderleri vasıfsız diğer kadın personeller de hazmedemezler işte bu yüzden kadın lider hayatının her döneminde hep mücadele etmek ve mevcut durumunu korumak için her iki cinsi sürekli kontrol altında tutmak zorundadırlar. Ama azmetmiş bir kadın mutlaka başarılı olur. Kadın olduğundan dolayı prensiplerini uygulamakta daha avantajlıdır, çünkü emrindeki ne kadınlarla ne de erkeklerle yüz göz olurlar.
Kadın iyi bir lider olmak istiyorsa mutlaka ve mutlaka her zaman gözünü dört açmalı. Kadının koruması gerektiği sadece mevkii değildir. Kadın liderlik vasıflarıyla birlikte kadınlık, annelik vasıflarını da taşıdığı için hep ağır başlı ve mağrur olmalıdır.
Ve bence lider olunmaz lider doğulur. Ve doğduktan sonra inansın kendini yetiştirmesiyle bu vasfı alır. Lider hep ileriyi görebilendir, öngörüsü kuvvetli olabilendir. Riskleri göze alırken kadrosunu iyi seçebilendir. Genellikle kadın liderlerin kadroları daha uzun vadeli olur. Ve kadın liderlerin kadroları her zaman daha başarılı olur sebebiyse işte anlattığım özveri ve mesafelerin her zaman korunmasıdır.
İşte sevgili arkadaşlar, liderlik vasıflarını kendinizde gördüğünüz anda kendinizi bilgi, beceri, ahlak ve sosyal hayatta varolamanın temel değerleriyle yetiştirmeye başlarsınız… Böylece sizi hayat boyu başta koşturacak kitlelere söz geçirecek bir kişi olarak görmek mümkün olur. Her başarının arkasında mutlaka bilimsel, toplumsal ve ailesel eğitim vardır. Bunlar olmadığı taktirde gene lider olunur ama iyi işlerin başında bir lider olmazsınız.
Kadın olmanın bize verdiği liderlik ve yöneticilik vasıflarını aynı anda yapabilme şansını mutlaka değerlendirmeliyiz. İşte belki de dünyada kadın olmanın en büyük avantajı bu iki vasfı aynı anda yapabilme yeteneğine sahip olmaktır.
Ve gene unutmayın ki: Kadın lider olabilmenin olmazsa olmazı ise çalışmanın dışında sabırlı ve hayat kalitesinin her zaman düzgün olması ve mutlaka ve mutlaka sınırların belirlenmesidir.
Zor ama zoru başarmak da imkansız değil bunu sakın unutmayın
Var olan kanıtlar, liderlik stili açısından kadın-erkek arasında kesin bir fark bulunmadığını ortaya koymaktadır. Yine de birtakım bireysel çalışmalar bu konuda bazı somut farklılıklar saptamıştır; ancak bu saptanan farklılıklar da aynı türden değildir (Vinnicombe, 1999; Heinmen, McGlauchin, Legeros ve Freeman (1975), kadın yöneticilerin, astlar arasındaki çatışmalarla başa çıkmada zorluk çektiğini savunmaktadır. Bunun da nedeni olarak, onların yüzleşmeden kaçınmasına neden olan sosyalleşme sürecini görmektedir. Morsink (1966), kadın yöneticilerin, Lider Davranışı Tanımlama Anketi verilerinden çıkan sonuçlara göre erkek yöneticilerle ve diğer kadın-erkek personelle kıyaslandığında; ikna edicilik, temsil, üretim odaklılık, grubu bir arada tutma ve üstlerini etkileme konularında daha yüksek değerlendiğini ortaya koymuştur (Bass,1981; Eagly ve Johnson ,1990; Eagly, Karau ve Makhijani, 1995; (Kabacoff, 1998; Gardiner ve Tiggemann,1999; Dökmen, 2004; Thus, Osborn ve Vicars,1976; Muldrow ve
Araştırma raporuna göre bayanlar daha katılımcı ve kapsayıcı bir liderlik stili kullanırken, erkekler ise liderlik ederken daha çok direkt ve kontrolcü stil kullanma eğilimine başvurmaktadırlar (
•
Kadınların Erkeklere oranla daha fazla duygusal bir yapıya sahip olmaları
•
Kadınların bir kriz anında soğuk kanlı olamamaları
•
Kadınların erkekler kadar yöneticiliği istememeleri
•
Kadınlar yaratılış gereği kişisel bakım ve zerafet konusunda çok zaman harcamaları iş yaşamına odaklanmalarını azaltır.